top of page

MANİSA İLİ

TURGUTLU 10 NOLU

MUZAFFER-REŞAT AKAN AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ 

1. basamak  sağlık kuruluşudur

GEBELİK DÖNEMİ BESLENMESİ

 

Sevgili anne adayı

 

Çocuğunuz anne karnından itibaren büyümeye başlar. Çocuğunuzun büyümesi, bedensel ve zihinsel yönden gelişimi için, gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenmeniz çok önemlidir. Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenilmediğinde ölü doğum, erken doğum, düşük, düşük kilolu bebek, bedensel ve zihinsel özürlü çocuk doğumu; annede kansızlık, kemiklerde zayıflık vb. görülebilir.

 

Gebelik döneminde beslenmeniz konusunda dikkat etmeniz gereken noktalar:

¨      Doğal, taze ve bol çeşitli besinler alın

¨      Öğün sayısını artırın, ancak öğündeki miktarı azaltın

¨      Bol su için

¨      Pastörize edilmiş süt, mümkün değilse iyi kaynatılmış süt için

¨      Lifli yiyecekler tüketin ( Örneğin: Bulgur, kurubaklagiller, mevsim meyveleri, tam buğday unlu ekmek gibi )

¨      İyotlu tuz kullanın

¨      Taze mevsim meyve ve sebzeleri tüketin

¨      D vitamini açısından güneş ışığından yararlanın

 

Gebelik döneminde kullanılmaması gerekenler:

¨      Sigara

¨      Tüm alkollü içecekler

¨      Kafein içeren besinler (çay, kahve, kola)

¨      İçinde boya maddesi bulunan yiyecek ve içecekler

¨      Hazır yiyecekler (hazır meyve suları, hazır çorbalar vb.)

¨      Tüm karbonatlı içecekler (gazoz, kola vb.)

 

Gebelik döneminde yeterli ve dengeli beslenebilmeniz için bir günde almanız gereken yiyecek miktarları:

1. Grup : Süt grubu

3 su bardağı süt veya yoğurt (toplam 500ml)

2-3 kibrit kutusu kadar peynir (Pastörize sütten veya kaynamış sütten yapılan peyniri tercih ediniz)

2. Grup : Et grubu

2-4 köfte kadar et (balık, tavuk veya kırmızı et) veya

1 yumurta ve 4 yemek kaşığı kurubaklagil yemeği (kuru fasulye, nohut, v.s.)

3. Grup : Sebze-meyve grubu

3-4 porsiyon meyve

1-2 porsiyon çiğ veya pişmiş sebze 

4. Grup : Tahıllar

4-6 yemek kaşığı makarna veya bulgur pilavı veya

1-2 kase çorba ile 2-4 orta dilim ekmek

5. Grup : Yağ-Şeker grubu

4 yemek kaşığı yağ (yemeklerin içindeki miktardır)

10-15 adet fındık – fıstık veya 2-3 adet ceviz

Porsiyon miktarları:

¨      1 porsiyon meyve 1 orta boy elma/ 1 orta boy portakal/ bir küçük salkım üzüm/ 10–15 tane kiraz/ 10–15 tane çilek/ince bir dilim karpuz veya kavun/ 2 orta boy incir miktarına denk gelmektedir

¨      1 porsiyon sebze: 4–5 yemek kaşığı kadardır

¨      1 su bardağı süt: 200 ml süte denk gelmektedir

 

Sizi gebelik döneminde, sağlık kontrolleriniz için her ay düzenli olarak aile sağlığı merkezimize bekliyor, sorunsuz bir gebelik dönemi geçirmenizi diliyoruz.

                                                                                                                        

Sigara (annenin yetersiz beslenmesine neden olarak bebeğin gelişmesini engeller) ve alkol (kullanımına bağlı olarak bebekte çeşitli sakatlıklara yol açabilir) kullanılmamalıdır.

Şişmanlık söz konusu ise şekerli, unlu, yağlı besinlerden fazla tüketilmemesi gerekir.

Gebelik başlangıcında kadının ağırlığı normal ise her ay ortalama 1-1,5 kg ağırlık kazanacak şekilde beslenmelidir.

Yemekler düzenli öğünler şeklinde tüketilmeli, öğünler de azar azar, sık sık olmalıdır.

İyotlu tuz kullanılmalıdır. 

Gerekliyse, su kaynatıldıktan sonra içilmelidir.

Hazmı zor olan kızartılmış ve ağır yağlı besinlerden sakınılmalıdır.

Çay yerine yemeklerden 1-2 saat sonra fazla olmamak şartıyla açık ve limonlu çay içebilir.

Gebelikte kabızlık sık görülür. Bunu önlemek için düzenli bir beslenme uygulanmalı, taze sebze meyve, kuru erik, kuru kaysı vb. ile bunların kompostolarının tüketimi artırılmalıdır. Uzun süreli ve beslenme ile düzelmeyen kabızlıklarda doktora başvurulmalıdır.

Bulantı ve kusmayı önlemek için sabah yataktan kalkar kalkmaz 1-2 tane tuzlu bisküvi veya benzeri kuru besinler tüketmeli, yemek sırasında su içmemelidir.

Bulantı önleyici ilaçlar doktora danışmadan alınmamalıdır.

Yeterli D vitamini alabilmesi için, uygun havalarda güneşten yararlanmalıdır.

Anne adayı emzikli bir kadın ise ne yapmalı?

Emziklilikte anne süt salgılar. Bu süt annenin aldığı besinlerin ürünüdür. Bu nedenle yeterli miktarda süt yapımı için gerekli besinler annenin kendi ihtiyacına ek olarak düşünülmelidir

Emzikli kadınlar da gebeler gibi doktora danışmadan ilaç kullanmamalıdırlar. Çünkü bazı ilaçlar süte geçebilir ve bebek için sakıncalı olabilir.

Anne emzirmeye istekli olmalıdır. Bu istek anne sütü salınımını artıran bir faktördür.

Anne psikolojik yönden rahat ve huzurlu olmalıdır.

 Sık sık emzirme, meme bezlerini uyararak süt yapımını artırır.

Gebelikte karşılaşılan sağlık sorunlarının sebepleri nelerdir?

Sık sık tekrarlayan enfeksiyonlar. 

Sık doğum yapma ve doğum sayısının fazla oluşu.

Gebelik öncesi ve gebelik süresince anne beslenmesinin kötü oluşu.

 18 yaşından küçük veya 35 yaşından büyük oluş.

Nelere dikkat etmeli?

Öğünleriniz sık ve az az porsiyonlar halinde olmalıdır. Ne uzun süre aç kalın, ne de tıka basa midenizi doldurun.

Aldığınız gıdaların taze olmasına dikkat edin. Konserve, beklemiş gıdalar ve içinde katkı maddeleri bulunan gıdalar yerine taze ve doğal olanları tüketmeye özen gösterin.

Yediğiniz gıdalarda “çeşitliliğe” önem verin. Bu şekilde pek çok vitamin ve minerali almanız mümkün olacaktır.

Aşırı yağlı, tatlı, baharatlı ve kalorili gıdalar yerine protein ve karbonhidrattan zengin, yağ oranı düşük besin öğelerine yönelin. Unutmayın ki önemli olan sizin kilo almanız değil bebeğin içeride yeterli şekilde beslenebilmesidir. Preeklampsi durumu veya riski varsa protein alımınızı artırmanız gerekebilir veya gebeliğe bağlı şeker hastalığı (gestasyonel diabet) söz konusu ise diyetisyeninizin önereceği şekilde kalori kısıtlamasına gitmeniz gerekebilir.

Gebelikte dışarıdan hap olarak alınması gereken iki madde folik asit ve demirdir. Dengeli beslenebilen bir gebede bunların harici vitamin veya mineral alımı gereksizdir. Piyasada pek çok multivitamin adı verilen ve içinde pek çok vitamin ve mineralleri barındıran ilaç vardır. Bunlar çoğu hekim tarafından reçete de edilmektedir. Ancak son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar; gebelikte dışarıdan hap olarak alınan A, C, E vitaminleri ile magnezyum, kalsiyum, çinko, selenyum, bakır, flor gibi eser elementlerin gebelik üzerine herhangi bir olumlu etkilerinin olmadığını göstermiştir. Eğer gebeliğe bağlı bacak kramplarınız oluyorsa magnezyum, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riskiniz varsa kalsiyumu ilave olarak doktorunuz size reçete edebilir.

Sentetik multivitamin hapları dengeli beslenemeyen gebelerde destekleyici olarak verilse de doğal gıdaların hiçbir zaman yerini tutmayacaktır.

Gebeliğin ilk aylarında yapılan “Toxoplasma testleri” sonucunda vücudunuz bu parazitle önceden hiç karşılaşmamışsa bazı önlemleri almanız şarttır. Özellikle kedi ve köpek dışkılarıyla bulaşan bu rahatsızlık gebelik döneminde ortaya çıkarsa bebekte ölümcül veya sakatlıklara yol açan problemlere neden olabilir. Toxoplasma özellikle iyi yıkanmamış sebze ve meyveler ile iyi pişmemiş çiğ etlerden geçer.

Toxoplasma’dan korunmak için; ellerinizi yemekten önce iyice yıkayın. Sebze ve meyveleri de tüketmeden önce uzun süreli yıkayınız. Evinizde kedi veya köpek besliyorsanız aşılarını ihmal etmeyin, onlara da çiğ et vermeyin ve yakın temastan kaçının. Çiğ veya iyi pişmemiş et ve et ürünlerinden kaçının.

Beslenmede suyu asla ihmal etmeyin. Günde en az 8-10 bardak su için. Yaz aylarında bu miktar 15 bardağa kadar çıkılabilir. Özellikle ileri aylarda kabızlık şikayeti varsa bol su içerek, kabuğu ile yenen meyveleri tüketerek, her öğünde sebze ile salataya yer vererek ve yürüyüş yaparak bu sorunun önüne geçebilirsiniz.

 Günde 1-2 bardak süt içmeniz gebelikte ortaya çıkan kalsiyum kayıplarını yerine koymak içindir. Süt içemiyorsanız yoğurt veya ayran tüketiniz. Peynir veya çökelek de tüketebilirsiniz. Süt ve süt ürünlerinin pastörize olmasına dikkat edin. 

Yemeklerde iyotlu tuz kullanın. Yüksek tansiyon varsa yemekleri az tuzlu pişirin. Son aylarda olan ödemlerin azaltılması amacıyla bu dönemlerde tuzu azaltın. 

Genelde sabahları yataktan kalkınca başlayan bulantılarda bir dilim peynir, bir iki grissini rahatlık sağlayabilir. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında olan bu bulantı ve kusmalardan kendinizi korumak için bu dönemde katı, kuru ve yağsız gıdaları tercih edin. Mutfak kokularından ve ağır parfümlerden uzak durun.

 

Yetersiz beslenme, anne ve bebeği nasıl etkiler?

Gebelik süresince bebek iyi beslensin diye fazla ve dengesiz beslenmek doğru olmadığı gibi doğum sonrası eski görünüme ulaşmak için az yemek de doğru değildir. Temel prensip; içerdeki bebeğin yeterince yararlanacağı doğru ve dengeli bir beslenme olmalıdır.

Zayıflık:

Zayıflık yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak gebelikte artan enerji ve besin öğesi gereksinimlerinin tam olarak karşılanmaması sonucu ortaya çıkar. Normal kilolu bir gebe ilk 3 ayda, her ay 1 kg; sonraki aylarda ise 1,5-2 kg ağırlık kazanmalıdır.

Şişmanlık:

Şişmanlık özellikle dengesiz ve tek yönlü beslenmeye veya aşırı besin tüketimine bağlı olarak oluşan bir sağlık sorunudur. Şişmanlık doğum sırasında hem anne, hem de bebek için çeşitli güçlüklere ve sorunlara neden olabileceğinden istenmeyen bir durumdur. Gebelik süresince kadının 9-14 kg alması normal kabul edilir. Ağırlık alması 9 kg’dan az olduğunda zayıflık, 14’kg dan fazla olduğunda ise şişmanlık ortaya çıkar.

Osteomalazi:

Gebelik süresince artan kalsiyum ve D vitamini gereksinimi karşılanamadığında kemiklerden kalsiyum çekilmesi nedeniyle kemik yumuşaması ile belirlenen osteomalazi hastalığı ortaya çıkar. Ayrıca böyle durumlarda diş çürüklüğü görülme riski de artar.

Anemi (kansızlık)

Gebelik döneminde vücudun demir ihtiyacı arttığından demir emilimini azaltan etmenlerden kaçınılmalıdır. Örneğin;

- Yemek arasında çay içilmemeli

- Demir içeriği yüksek besinlerle birlikte, mutlaka C vitamini içeren besinlerin alınmasına özen gösterilmeli,

- Etli ya da kuru baklagilli yemek ile taze salata ya da meyve tüketilmeli,

- Mayalandırılmadan yapılmış ekmek tüketiminden sakınılmalıdır.

Ayrıca sindirim sistemi bozuklukları ve parazitler, bulantı ve kusma anemiye neden olan etmenlerden bazılarıdır.

Gebelik toksemisi (Gebelik zehirlenmesi)

Gebelik toksemisi denilen rahatsızlık ise yetersiz ve dengesiz beslenen kadınlarda daha sık görülür. Yüksek tansiyon, göz kapaklarında, ayak ve ayak bileklerinde ödem, baş ağrısı, kulaklarda uğultu, bulanık görme, şiddetli bulantı ve kusma ile ortaya çıkar. Hastanın vücut ağırlığı genellikle olması gerekenden fazladır. Vücutta su ve tuz tutulması vardır. Hemen tedaviye alınmayan vakalarda bebek kaybedilebilir.

 

 

TUVALET ALIŞKANLIĞI 

Tuvalet alışkanlığı kazanma, çocuğun hayatında önemli bir gelişimsel olaydır. Tuvalet eğitimine çocuğun ve anne-babanın hazır olduğu bir dönemde başlanması çok önemlidir.Tuvalet alışkanlığı kazandırılmasına 24. ayında başlanabilir.

Tuvalet eğitimine başlayabilmek için;

  • Çocuk yürüyebiliyorsa,

  • Basit emirleri yerine getirebiliyorsa,

  • İsteklerini kelimelerle konuşarak anlatabiliyorsa,

  • Kendi kendine basit giysileri çıkarabiliyorsa,

  • Genellikle gün içinde 2-3 saat kuru kalabiliyorsa, tuvalet eğitimine hazır olduğu düşünülebilir.

Çocuk hasta ise, kabızlık problemi varsa, yaşamında önemli bir değişiklik varsa (yeni bakıcı, yeni kardeş, taşınma, ölüm vb.) anne kendisini gergin, sinirli hissediyorsa, yeterli zaman ayıramayacağını düşünüyorsa tuvalet eğitimine başlamak için uygun zaman beklenmelidir.

 

 Çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılırken anne-babanın yapabilecekleri;

  • Tuvalet alışkanlığı kazandırılmaya başlamadan önce, anne-babanın bir planı olmalıdır. Eğitime ne zaman, nasıl başlanacağı, ne gibi malzemelerin gerekli olduğu vb. konular önceden belirlemelidir,

  • Tuvalet alışkanlığı kazandırmak ilgi ve zaman gerektirdiği için, anne ve babanın sabırlı olmaları çok önemlidir,

  • Her çocuk tuvalet eğitimi sürecinde ara sıra altına kaçırabilir. Bu durumda çocuğa kızılmamalı, ayıplanmamalı, cezalandırılmamalıdır. Kaslarını kullanmayı öğrenirken kaçırmalar olağandır ve biraz zaman alabilir,

  • Tuvalet eğitiminin her aşamasında çocukla konuşularak, çocuğu cesaretlendirmek gerekir,

  • Tuvalet eğitiminin her olumlu aşamasında çocuk övülmeli ve takdir edilmelidir,

  • Tuvalet eğitiminde geri dönüşler olabilir. Anne-baba başarısız tuvalet eğitimini otoritelerine direkt bir saldırı olarak yorumlamamalıdırlar,

  • Çocuk tuvaletini yaptığında kakasından ve çişinden nefret etmesine neden olabilecek (ay ne pis, koktu vb.) sözler söylenmemelidir,

  •  Çocuğun tuvalet eğitimindeki başarısı veya başarısızlığı, hiçbir zaman çocuğun zekasıyla eşdeğer tutulmamalıdır.

  • Tuvalet eğitimi süreci;

  • Başlangıçta çocuğun anne-baba ile birlikte tuvalette bulunmasına, sifonu çekerek, oynamasına izin verilmelidir,

  • Oyun oynadığı alana oturak konularak incelemesine ve oturağın kendine ait olduğunu anlamasına yardım edilmelidir,

  • Çocuğun günde bir kez giyinik olarak oturağa oturması sağlanmalıdır,

  • Daha sonra çocuğun giysilerini çıkartarak oturağa oturması sağlanmalıdır. Bu aşamalarda korkuları varsa, oturağa oturmak istemiyorsa, kesinlikle zorlanmamalı, hazır olduğu zaman oturması beklenmelidir,

  • Bu dönemde çocuğa bol, kolay çıkartılabilen giysiler giydirilmelidir,

  • Çocuğa kakasının veya çişinin nereye gideceği anlatılmalıdır. Bezine kaka yaptığı zaman, oturağa oturtularak bezi çocuğun gözü önünde oturağa boşaltılmalıdır. Bu durum çocuğun oturma ve kaka yapma arasındaki ilişkiyi anlamasına yardım eder. Oturağı tuvalete döktükten sonra sifon çocuğa çektirilip “Güle güle” gibi kelimelerle kakasının gidişini görmesi sağlanmalıdır. Korkuyorsa kesinlikle zorlanmamalıdır,

  • Çocuk oturaktayken anne-baba çocuğu yalnız bırakmamalıdır. Çocuğun hoşuna giden masallar anlatılıp, kitap okunarak çocuğun kaygıları azaltılmaya çalışılmalıdır,

  • Çocuk gündüz düzenli olarak kuru kalıyorsa, evin içinde bezsiz alt çamaşırlarıyla dolaşmasına izin verilmelidir,

  • Çocuk, çişi geldiğinde oturağı kullanması konusunda cesaretlendirilmelidir,

  • Çocuk, düzenli olarak yatağa girmeden önce tuvalete götürülmeli ve oturak yatağın yanına-yakınına konularak, çocuğun oturağa kolay ulaşması sağlanmalıdır.

Gece kuruluğu nadiren gündüz kuruluğu ile aynı anda başlayabilse de, çoğunlukla gerçekleşmesi aylar, yıllar alabilir.

Tuvalet eğitiminin tamamlanması çocuktan çocuğa değişmekle birlikte çocuğun 5 yaşına kadar altını ıslatmamayı, 4 yaşına kadar da altını kirletmemeyi öğrenmesi beklenir.Tuvalet eğitimi sürecinde geri dönüşler yaşanabilir. Geri dönüşlerde eğitime bir süre ara verilmelidir. Başarısızlık hissine kapılıp, panik olunmamalıdır.
SON ASM.png

© 2018.MUZAFFER- REŞAT AKAN ASM. Tüm hakları mahfuzdur.

© 2023 by Maple Park Family Practice. Proudly created with Wix.com

bottom of page